Ruhsal dengesi bozulan halk soluğu Psikiyatride alıyor

Sektörmedya. Kemal Kaçmaz
Ruhsal Dengeyi Kaybeden Halk: Psikiyatriye Akın Ediliyor
Türkiye’deki ekonomik kriz ve sosyal sıkıntılar, halkın ruhsal dengesini ciddi şekilde bozmuş durumda. AKP’nin 25 yıllık iktidarının ardından, birçok vatandaş ruhsal sorunları nedeniyle psikiyatristlere yönelmek zorunda kaldı. Psikologlar ise artan hasta taleplerine yetişemediğini belirtiyorlar.
Uzmanlar, Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir döneminde bu kadar tutarsızlık ve belirsizlik yaşanmadığını ifade ediyor. İstiklal Savaşı sonrası halk, yaşadığı yoksulluk ve hastalıkları kısa sürede atlatarak yeniden ayağa kalkmayı başarmışken, günümüzdeki ekonomik zorluklar ve sosyal adaletsizlikler, halkı derin bir umutsuzluğa sürüklüyor. Ekmek bulmakta zorlanan, işsizlikle mücadele eden, emekli aylığı ile geçinemeyen, kiralarını ve faturalarını ödeyemeyen, pazar artıklarına muhtaç olan birçok vatandaş, çöplerden yiyecek toplamak zorunda kaldığını belirtiyor.

Araştırmacı gazeteci Kemal Kaçmaz’a konuşan halk, AKP milletvekillerinin kendileriyle iletişim kurarak yaşadıkları zorlukları dinlemelerini istiyor. “Muhalefet partisi milletvekilleri geliyor, ancak çoğu sadece ‘İktidara gelirsek size yardımcı oluruz’ diyerek gidiyor. Onlar bir şey yapamıyor. İktidar partisi milletvekilleri, halimizi görmeli ve somut adımlar atmalı,” diyorlar.
Halk, ruhsal bozukluklar yaşadıklarını, en küçük olaylarda bile sinirlerinin laçka hale geldiğini vurguluyor. Beyler “Hanım her gün gözyaşı döküyor. Çocuklarımızın okula giderken çantalarına yiyecek koyamamanın üzüntüsünü yaşıyor. Bazılarımız iş bulamıyor, çalışanlar ise aldıkları para ile geçinemiyor,” diyorlar.
Psikiyatri doktorları artan hasta talepleri karşısında çaresiz kalmış durumda. “15 bin lira aylıkla nasıl yaşarız? Açlık sınırı 25 bin lira olmuş. Çoğumuz açlık sınırının altında yaşıyoruz. Dilençi olduk, pazar artıklarını toplar hale geldik,” sözleriyle durumlarını özetliyorlar.
Hükümetin ekonomik durumu düzeltmek için gerekli adımları atmadığını düşünen vatandaşlar, “Reis kendi yetkisini kullanıp seyyanen zam yapardı. Ama şimdi o da bu konuda yetkisini kullanamıyor herhalde. Kaldık Mehmet Şimşek’in eline. O da bizi düşünmüyor,” diyor. Alım gücünün giderek düşmesi, halk arasında büyük bir kaygı yaratıyor. “Muhalefet partilerinden de rahatsızız. Onlar da gerçek halkın sorunlarını dile tam olarak getiremiyorlar,” diyerek eleştiride bulunuyorlar.
Sonuç olarak, halk yeni bir düzen kurulmasını ve bir an önce erken seçim yapılmasını talep ediyor. “Artık seçim mi olacak, ne olacaksa olsun. Dayanacak gücümüz kalmadı,” diyen vatandaşlar, bir çıkış yolu arıyor. Türkiye’nin geleceği için umutlarını yitirmek istemeyen halk, yetkililerin acilen harekete geçmesini bekliyor.
Muhalefet Partilerinin Yetersiz Kaldığı Noktalar
Türkiye’deki mevcut ekonomik ve sosyal kriz ortamında muhalefet partilerinin yetersiz kaldığı çeşitli noktalar, halk arasında ciddi bir hayal kırıklığına yol açıyor. İşte bu yetersizliklerin bazı detayları:
1. Sorunların Dile Getirilmesi
Muhalefet partileri, halkın yaşadığı zorlukları yeterince seslendiremediği eleştirisiyle karşı karşıya. Ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve geçim derdi gibi konuların gündeme getirilmesi gerektiği halde, muhalefetin bu konularda etkili bir kampanya yürütmediği düşünülüyor. Vatandaşlar, muhalefet temsilcilerinin kendi sorunlarını anlamak ve çözüm üretmek yerine, genel söylemlerle sınırlı kaldığını ifade ediyor.
2. Halkla İletişim Kurma Eksikliği
Muhalefet partilerinin, halkla doğrudan iletişim kurma noktasında yetersiz olduğu görüşü yaygın. Milletvekillerinin, seçmenleriyle birebir görüşerek onların sorunlarını dinlemesi ve yerinde gözlem yapması bekleniyor. Ancak, bazı muhalefet temsilcileri sadece seçim dönemlerinde halkla bir araya gelirken, bu süreklilik arz etmediği için güven oluşturulamıyor.
3. Somut Çözüm Önerileri Sunamama
Halk, muhalefet partilerinin iktidara gelmeleri durumunda ne tür somut çözüm önerileri sunacaklarına dair net bir vizyon ortaya koyamadıklarını düşünüyor. “İktidara gelirsek size yardımcı olacağız” söylemi, somut aksiyonlar ve planlar sunulmadığında inandırıcı olmaktan uzak kalıyor. Bu durum, muhalefetin halkın güvenini kazanamamasına yol açıyor.
4. Bölünmüşlük ve Koordinasyon Eksikliği
Muhalefet partileri arasındaki bölünmüşlük, etkili bir birliktelik oluşturmasını engelliyor. Farklı partilerin kendi ajandaları doğrultusunda hareket etmesi, halkın gözünde birleştirici bir güç olamamalarına neden oluyor. Koordinasyon eksikliği, ortak bir strateji geliştirilmesini zorlaştırıyor.
5. Medya ve Kamuoyunu Etkileme Yeteneği
Muhalefet partileri, medya ve kamuoyunu etkileme noktasında zayıf kaldıkları eleştirisiyle karşılaşıyor. Hükümetin kontrolündeki medya organlarının baskın olduğu bir ortamda, muhalefetin alternatif sesler oluşturmak ve halkı bilgilendirmek için daha etkin stratejiler geliştirmesi gerekiyor.
6. Aciliyet Hissi Yaratamama
Halk, muhalefet partilerinin yaşanan krizler karşısında bir aciliyet hissi yaratamadığını düşünüyor. Ekonomik durumun giderek kötüleştiği bu dönemde, muhalefetin çözümleri hızla gündeme getirmesi ve bu konularda daha kararlı bir duruş sergilemesi bekleniyor.
Sonuç olarak, muhalefet partilerinin yetersiz kaldığı bu noktalar, halkın mevcut iktidara karşı duyduğu eleştiriyi artırıyor. Vatandaşlar, muhalefetten daha etkili, kararlı ve somut adımlar bekliyor. Bu durum, muhalefet partilerinin kendilerini yeniden değerlendirmesi ve halkın beklentilerine yanıt vermesi gerektiğini ortaya koyuyor.