Doç.Dr.Çetin Göksu: SEÇİMLER ve TÜRKİYE’NİN MİSYONU
Türkiye, seçimlere giderken, üstlendiği uluslararası misyonu göz ardı etmemelidir.
Siyasal Partilerin, programları, maalesef Türk Devrimini dışlayan, Küresel hegemonyayı sevimli gösteren yaklaşımlar gibi görünüyor.
Bir anlamda, Küresel güçlerin kontrolündeki Uygarlık sistemini iyileştirmeye yanlışlarını düzeltmeye yönelik bir öneriler paketini içeriyor.
Bu temel yanlışlık, mevcut küresel sömürü sistemini, sevimli gösterir ama sömürü sistemini ortadan kaldırmaz, Türkiyeyi, yeniden bağımsız hale getirmez.
Gerçek çözümler, Türkiye Cumhuriyetini küresel sömürü sisteminden kurtaracak ve yeniden bağımsızlığa götürecek çözümlerdir.
Unutmayalım, Türkiye 1920 Devrimi ile küresel sömürü düzenine başkaldırmış, dünyada bağımsız ülkeler dönemini başlatmıştır. Türk Devrimi bu nedenle, tarihte eşi ve benzeri görülmeyen bir özgürleşme hareketidir.
Türk devriminin tarihsel misyonu bitmemiştir. Aksine, dünyanın bugün içine düştüğü kaos ortamından kurtulmasını ve daha “ileri bir uygarlığı” başlatması için insanlığın ona yeniden ihtiyacı vardır.
Türkiye’nin bağımsızlığı, kuruluş ayarlarına dönebildiği ölçüde mümkündür. Kuruluş ayarlarına dönmek bir geriye dönüş değildir. Yeniden bağımsızlığa, özgürlüğe daha ileri, daha güçlü bir uygarlığa giden yolu açmak demektir.
Türkiye’nin yeniden küresel hegemonyadan kurtulma zamanı gelmiştir. Öncelikle kendini, küresel sömürü düzeninden kurtarmalı, özgün bir “Uygarlık Projesini” başlatmalıdır.
Siyasi partiler, Ülkede oluşan tehlikeli kamplaşmayı körüklemek yerine, ülkenin birliğine, dirliğine giden yolları açmalı, dünyanın ihtiyacı olan, “ileri bir Uygarlık Projesini” gerçekleştirecek bir yarışma ortamını yaratmalıdırlar.
Türkiye’nin ve Türkiye ile birlikte bütün insanlığın ihtiyacı, insancıl, insana ve doğaya saygılı, sömürüye son veren, özgürlüklerin yolunu açan, daha ileri bir Güneş uygarlığıdır.
Siyasal partiler, Güneş Uygarlığını savunabildikleri ve uygulayabildikleri ölçüde Turkiyenin tarihi misyonunu yerine getirecekler, aydınlık ve gelişmiş yeni bir uygarlığa giden yolu açabileceklerdir.
Doç. Dr. Çetin Göksu