Erteleme sanatı nedir?

erteleme sanatı

ERTELEME SANATI

JOHN PERRY

Erteleme Illüstrasyonlar Stok Fotoğraf, Resimler ve Görseller - iStock

“Bugünün işini yarına bırakma, mümkünse ertesi güne bırak.” İşlerini erteleyen kişiler, suçluluk duygusuyla kendilerini kötü ve mutsuz hisseder. Perry de kişisel tecrübeleri ışığında, önemli işleri ertelerken daha az öneme sahip birçok işi tamamladığımızdan dolayı iş bitirici sayılmamız gerektiğini “sistematik erteleme” adı altında anlatıyor. Ertelemenin bir kusur değil, faydalı bir şey olduğunu, hatta bir sanata dönüştürülebileceğini söylüyor. Sistematik erteleyici olduğumuzu kabul ettikten sonra hem kendimizi daha iyi hissedeceğimizden hem de işleri bitirebilme yeteneğimizin artabileceğinden bahsediyor.

  • Siz de bir erteleyiciyseniz, artık her şeyi ertelediğinizde kendinizi kötü hissetmek zorunda değilsiniz. • Birçoğunuz bu kitapta kendisini bulacak ve daha üretken bir kişilik kazanmanın ipuçlarını yakalayarak faydalı fikirler edinebileceksiniz.
  • Eğer ertelemeyen biriyseniz, çevrenizdeki erteleyicilerle baş etme olanağı sunacaktır. Sistematik erteleme nedir? John Perry, bu makale üzerinde çalıştığı sıralarda yapmak zorunda olduğu birçok işini yine ertelediğini söylüyor. Erteleyiciler yapması gerektiği işleri yapmazlar. Yapılacaklar listesinin başına önemli ve teslim tarihinin belirli olduğu işleri koyarlar. Bunu ertelemek için de, kendilerini kandırma yetilerini kullanarak teslim tarihinin gerçekçi olmadığı ve önemi büyükmüş gibi düşündükleri işleri üstlenirler.

Sistematik erteleme ile bu olumsuz özelliği, kendi çıkarlarına yarar sağlayacak şekilde çevirebilmektedirler. Erteleyerek hiçbir şey yapılmadığının düşünülmesi bir yanılgıdır. Sadece daha az yararlı işler yaparak asıl yapılması gerekenden kaçınırlar. Fakat bu süreçte birçok iş bitirirler. Bu işi şimdi oturup yapabilirim!

Önceki bölümü okuduğunuzda kendinizi bulmuşsanız siz de bir erteleyicisiniz demek olabilir ve daha az ertelemenin bir çaresi var mı diye soruyor olabilirsiniz. Yapacağımız işlerde mükemmeliyetçi ve erteleyici kişiliğimiz birleşiyor olabilir. Peki, hangisi önce gelir?

Mükemmeliyetçilik mi erteleme mi? Perry’e göre mükemmeliyetçilik ertelemeye yol açmaktadır. Mükemmeliyetçi olduğumuz için işimizin istediğimiz gibi olmayacağına dair korku yaşıyor, işimizi tamamlayamıyor olabiliriz. Birçok erteleyici bu durumunun farkında değildir. Mükemmeliyetçiliğimizi bir işi mükemmel yapmak için kullanmayız, mükemmel yapacağımıza dair hayallerimizi beslemek için kullanırız.

Peki bu mükemmeliyet fantazisi ertelemeyi nasıl besler? Mükemmel bir iş için uygun zaman ve ortam gerekir. En iyi şartları sağlamalıyız. Bunları düşünürken kendimizi pes etme kapısının önünde buluruz. Sonrasında da kendimizi son derece kötü hissederiz. Sonra ne olur? Kendimizi başka işlerle uğraşırken buluruz. Asıl yapmamız gereken ise çoktan görünmez olmuştur. Bir süre sonra bir şekilde uyarılırız ve işte o zaman fantezi dünyamız değişir, harekete geçeriz.

Artık en iyi olmayı hayal etmeyiz. Telaşa kapıldıktan sonra oturup yapacağımız işe odaklanır ve bitiririz. Mükemmel olmayan ama yeterli bir iş çıkartırız. Bu süreci incelediğimizde sistematik bir erteleyici olmamızdan dolayı asıl işi yapmamak için uğraştığımız şeyleri bitirdiğimizi görürüz. Ve bir gün bahane olarak kullandığımız bu işler, önümüze çıktığında kendimizden memnun bir tavır takınırız. Perry’e göre “erteleme sayesinde mükemmel olması gerekmeyen bir işi, mükemmel olmayan bir biçimde yapma iznini kendimize vermiş oluyoruz.” Mükemmel bir iş çıkartıp çıkartmamanın bizim için ne kadar önemli olduğunu ölçüp tartarak, “işin teslim tarihi geçmeden hemen şimdi mükemmel olmayan bir iş yapma iznini kendime veriyorum” düşüncesiyle harekete geçmeliyiz.

Büyük görevleri küçük parçalara bölün. Erteleyiciler olarak yapacaklarımızı bir liste yaparız. Günlük hazırladığımız listeler bize ne yapacağımızı hatırlatır. Perry’e göre bu listelerin asıl işlevi erteleyiciye bitirdiği işin yanına işaret koyma imkânı vermesidir.

Bu hareket psikolojimizi rahatlatır kendimizi iş bitirici olarak görmemizi sağlar. Bir liste hazırlarken, yapacağımız işleri alt görevlerine ayırmalıyız. Yapılacaklar listesini uygularken dikkatimizin dağılmasıyla farklı yönlere gidebiliriz.

Bu yüzden listede yapılacak işlerimizi yazarken yapmamamız gereken işleri de yazmalıyız. Kendimize uyarılarda bulunmalıyız. Örneğin: “Bilgisayarı aç”, “sosyal medyaya bakma”, “araştırma konusu belgelerini aç”. Bu yöntem ertelemeyi engellemeyecektir fakat daha üretken olmamızı sağlayan parçalardan biridir.

Hüzünlendiğinde ritmi yakala! Müzik, duygularımız üzerinde etkilidir. Bazı müziklerle neşelenir keyifleniriz, bazılarıyla sakinleşiriz, bazıları harekete geçirir… Duygularımızı doğru müzikle kontrol edebiliriz. Mesela uyandığınızda kendinizi hüzünlü hissediyorsanız müzik listenizden “seventy six trombones” şarkısını dinleyin. Sabah kim bunu açmakla uğraşacak diyorsanız alarm sesinizi istediğiniz şarkıya ayarlayıp yatabilirsiniz.

Daha iyi seçimler yapabilmek için şarkınızı yatmadan önce seçiniz. Ertelemeyle mücadele ederken müziği kullanabilirsiniz. İşe başlamadan önce bir albüm ayarlayıp albüm bitene kadar çalışmaya devam edebilirsiniz.

Burada önemli olan işiniz için uygun olan sevdiğiniz müzikleri dinlemek. Perry, sabah müziği için Lacy J. Dalton’un “Black Coffee” adlı şarkısını, Beatles’ın “Ob la di, Ob la da” şarkısını ve Katrina and the Waves’ın “Walkin’ on Sunshine” şarkısını önermektedir. İnternette gezinirken kayboluyorum. Erteleyiciler, işlerini teslim tarihine çok az bir zaman kala bitirirler. Bilgisayarlar da bu durumu vazgeçilmez bir hale getiriyor.

Çünkü dünyanın neresinde olursanız olun, bitirdiğiniz işiniz tek tıkla olması gereken yerde olabiliyor. Bilgisayarlar hayatımızı kolaylaştırırken aynı zamanda baş belamız haline de gelebiliyor. Yapacağınız işi yapmak üzere bilgisayarı açmak, internet dünyasında kaybolmak için ilk adımı atmışsınız demektir. İlerleyip ilerlememek de size kalmıştır.

Erteleyiciler kendilerini durduramayacakları için dakikalarca hatta saatlerce farklı sitelerde gezineceklerdir. Perry, bu anlar için işe yarayan bir taktik önermiştir. Herhangi bir doğal olayın araya gireceğinden emin olduğunuz zamanlarda internet gezintisine başlayabilirsiniz. Mesela çok acıkmışken veya idrar torbanızın dolmasının ilk belirtilerini hissetmeye başladığınızda ya da bilgisayarınızın şarjının azaldığı zamanlarda…

Bunlardan hiçbiri işe yaramazsa sizi uyarması için saat alarmınızı kurun. Rahat rahat erteleme yapamayacağımız ortamlar oluşturalım. Ertelemeyle baş edebilmenin yollarından biri ertelemeyenlerle işbirliği yapmak olabilir. Ertelemeyenlerin çalışma alışkanlığı bize saat alarmlarından daha çok fayda sağlayabilir. Ertelemeyenlerle birlikte çalışarak iş bitirici olabiliriz. Pes etmek üzere olduğumuz anlarda, işleri gerçekten bitirmekte kararlı olan biri tarafından harekete geçirilebiliriz. Bu işbirliğinin olumsuz tarafı da çok çalışmak zorunda kalmamızdır.

Ortak çalıştığımız kişileri doğru seçerseniz, kontrolünüz altında tutamadığınız işe başlama kararını bir yola sokabilirsiniz. Sistematik erteleyici olmanın faydalarından biri, listenizin üst sıralarındaki görevin kendiliğinden yok olmasıdır. Bazen bir işi önceden tamamladığınızda ve bir gün artık o işe gerek kalmadığını öğrenmek sinir bozucu olabilir.

Erteleyiciler için, bir iş tamamlanmadan o işe gerek kalmadığını öğrenmek mutlu edici olmaktadır. Vaktinin tamamen boşa harcamış olacağını düşünüp iyi ki yapmamışım diyerek sevinç duymak erteleyici olmanın bir ek faydasıdır. Perry, “yarın ortadan kaybolabilecek bir işi asla bugün yapmayın” diyor. Sistematik erteleyiciyseniz bu öğüdü zaten uyguluyorsunuzdur. Bu da bir ek faydadır. Listenizin üstünde olan görevleri bir başkası yerine getirebilir.

Yapmak zorunda olduğunuz bir işi biraz erteleyerek başka birinin sabırsızlanıp onu yerine getirmesini sağlayabilirsiniz. Hilebazlık gibi görünse de aslında karşınızdakine bir şans tanımış olursunuz. Bazen bir işi yapmak için beklerseniz, o işin nasıl yapılacağı ile ilgili faydalı bilgiler edinebilirsiniz. Bir şey almak isterken hangisini alacağınıza karar verememiş olabilirsiniz, ertelersiniz ve yarın buluşacağınız arkadaşınızın fikirlerinden yararlanabilirsiniz…

Hayatınızın tadını çıkarın. Ertelemeyenlere göre erteleyenler sinir bozucu olabilmektedir. Perry’e göre; başkalarına bıkkınlık verip sinir eden erteleme türü, sizi kontrol edemeyeceklerini diğer insanlara bir şekilde göstermenizdir. Bazıları bir işi ertelemenin başkalarına zarar verdiği zamanlarda bile bunu umursamadığımızı düşünüyor.

Aslında tamamlamadığımız için kendimizi suçlu hissederiz. Sistematik erteleyiciler başkalarını zarara soktuğu için kendini kötü hisseden alçakgönüllü kişilerdir. Bu yüzden küstah erteleyicilerle sistematik erteleyiciler farklı türlerdir. Her an farklı arzular, bedenlerimizin ve düşünce süreçlerimizin kontörlünü ele geçirmek için yarış içerisindeler.

Görev bilincine sahip yanımız oturup işe başlamamız gerektiğini söylerken rahatı seven yanımız biraz daha yat sonra yaparsın şeklinde akıl veriyor. Zamanınızı geçirmek için en faydalı seçimi yapmakta zorlanıyor olabilirsiniz, yanılabilirsiniz.

Bir gün boşa vakit geçirdiğinizi düşündüğünüz bir işin, asıl yapmanız gereken işten daha önemli olduğu fark edilebilir. “Sistematik erteleyici dünyanın en etkin insanı olmayabilir fakat fikirlerinin ve enerjisinin doğal bir şekilde akıp gitmesine izin vererek, daha katı bir sistemi izlese asla fırsat bulamayacağı birçok işi başarabilir.” Son Özet Erteleme, bir zaaftır. Bu kitapta ertelemenin dünyadaki en büyük zaaf olmadığı belirtilmiştir.

Erteleme yüzünden depresyona girip kendinizi kötü hissetmemeniz için bir gelişim programı hazırlanmış. Ertelemenin hızlı bir çözümü yok fakat erteleyenler olarak kendinizi iyi hissetmelisiniz. Çünkü ertelemenize rağmen üretken olduğunuzu farkına varmalısınız. Bir erteleyici olarak da çok iş yapabilirsiniz. Bu zaaftan kurtulmak yerine, sistematik erteleyici olduğunuzu kabul ederek enerjinizi ve zamanınızı daha önemli işlere harcayabilirsiniz.

Yapılacaklar listenizi, çalar saatinizi ve en önemlisi de yaptığınız işler için kendinizi tebrik etmeyi unutmayın. Hayatınızın tadını çıkarın.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *


Hakkımızda

Hayat çok uzun gibi gözükse de, uzun değil kısadır. Yaşam tecrübelerle olgunlaşır. Ülkemizin milli ve manevi değerlerine sahip çıkmak görevimiz olmalıdır. Ulusal milli birliğimize sahip çıkmalıyız. Bir toplumda dil, din, milli ve manevi değerler kaybolursa, o toplum dağılmaya ve yıkılıp yok olmaya mahkûm olur.


İLETİŞİM

BİZİ İSTEDİĞİNİZ ZAMAN ARAYIN