Sektör Medya: D Anderne Sarı Veda

sarı veda

D’ANDERNE SARI VEDA
KÖKLERİNDEN KOPARILMIŞ EDİRNELİ YAHUDİLERİN ROMANI
”D’ANDERNE SARI VEDA”
YAZAR: HAKAN ÖZAYDINLIK

Hakan Özaydınlık’ın ”D’anderne Sarı Veda” romanı Trakya’nın tek yayınevi olma özelliği de taşıyan ”Ceren Yayıncılık”tan yayımlandı. Roman bir Edirne hikayesi.

1934 Trakya olayları nedeniyle köklerinden koparılmış Edirneli Yahudilerin romanı. Yazar, ”D’anderne Sarı Veda” romanında Cumhuriyet tarihinin tozlu raflarında unutulmaya terk edilmiş ya da unutturulmaya çalışılan bir konuyu ”Trakya Olayları”nı ele alır.

”Trakya Olayları” Hitler Almanya’sının Kristal Gecesi’nden önce Trakya’da yaşayan Yahudilere yapılan baskı ve saldırılar olarak tanımlanır. 25 binden fazla Yahudi yurttaşın Edirne’yi terk etmesiyle sonuçlanan olaylar, Cumhuriyet tarihinin kara sayfalarından biri olur.

 

Osmanlı’nın kucak açtığı Sefarad Yahudileri, bu kez de yüz yıllardır yaşadıkları topraklardan ayrılmak zorunda kalır.

Yıllar 1934’ü gösterdiğinde Ulus Devlet olma yolunda önemli adımlar atmaya çalışan genç Cumhuriyet’in yöneticileri yaklaşan İkinci Dünya Savaşı tehlikesini bahane ederek sınırlarda yaşayan gayrimüslimlerin sayısını azaltmak için ”İskan Kanunu”nu yürürlüğe koyar. Fakat bunun öncesinde Alman Nazizminin etkisindeki bir grup muharrir basın yolu ile ”Yahudi Aleyhtarı” yazılar yazarak halkı yönlendirir. Önce ”Türkçe Konuş Vatandaş” sloganı ile Yahudileri hedef gösteren bu propagandalar, sonrasında ”Bunlardan alışveriş yapmayın” noktasına kadar uzanır. Yahudi vatandaşların ağırlıkta yaşadığı Edirne, Kırklareli, Çanakkale gibi birçok ilde Yahudi aleyhtarı gösteriler günden güne artar.

Aynı dönemde Yahudi aleyhtarlığını şiddetli yazılarla dile getiren Hüseyin Nihal Atsız’ın Edirne Erkek Lisesi’nde öğretmen olduğunun da altını çizmekte fayda var.

Yine o yıllarda çıkarılan İskan Kanunu ile birlikte Trakya Umum Müfettişliği devreye sokulur ve Trakya’nın yönetimi tek bir valinin idaresine bırakılır. Günden güne artan baskılar karşısında Umum Müfettişliğini uyaran Yahudi yurttaşlar bu uyarılarına rağmen münferit olaylar karşılığını alınca Ankara’ya durumu bildirmek için harekete geçerler. Lakin çabaları karşılık bulmaz. Bu durumdan aldıkları cesaretle baskıları daha da yoğunlaştıran bazı kesimler nihayet Haziran 1934’te Çanakkale, Kırklareli ve Edirne’de Yahudilerin ev ve iş yerlerine toplu saldırı ve yağma hareketlerine girişir.

Olaylar, hükümetin duruma el koymasıyla bastırılır. Fakat bu süreç içerisinde mülksüzleştirilen binlerce Yahudi yaşadıkları yerleri terk ederek çareyi İstanbul’a kaçmakta bulur.

İstanbul’da yaşanan 6-7 Eylül olayları ya da Ermeni tehciri çok sayıda roman ya da filme konu olmasına rağmen bu olaylardan çok daha büyük bir nüfus değişimine yol açan Trakya Olayları yıllar içinde nedense çok fazla üzerinde konuşulan, yazılan-çizilen olaylar arasına girmez.

Hakan Özaydınlık, ”Edirneli bir yazar olarak bu yüzleşmeyi yapmak bana düşerdi”der ve ”D’anderne Sarı Veda” romanını kaleme alır.

 

”Bugün, dünya türlü göç ve mülksüzleştirme hareketleri ile kıvranırken geçmişten alacak çok ders olduğunu düşünüyorum. Bu topraklarda barış İçinde yaşayacaksak tarihimiz ile yüzleşmeliyiz” diyen yazar, ”D’anderne Sarı Veda”yı kaleme alırken bu duygular ile yola çıktığının altını çiziyor.

Öncelikle ”D’anderne” tanımlamasının Seferad Yahudilerin kullandıkları Ladino dilinde ”Edirne” anlamına geldiğini söylemek gerekir. Romanda, 1934 Trakya Olaylarını kurmaca bir hikaye ile ele alan yazar, 2000’li yıllardan o yıllara uzanan bir anlatım dili kullanıyor.

Roman sadece Trakya Olaylarını konu edinen bir belgesel roman değil elbette. Okuyucular roman sona erdiğinde, 1934’lerden günümüze uzanan bir aşkın hüzünlü hikayesini de kafalarında yaşatmaya devam eder.

 

”D’ANDERNE SARI VEDA”
Bir Edirne Hikayesi…

Yazarın diğer kitapları

 

”STRATONIKEIA, ÖLÜMSÜZ KENTİN HİKAYESİ”

Roman, Stratonikeia antik kenti üzerinden, Köy Enstitüsü mezunu bir genç öğretmenin, tarihin derinliklerinde kayboluşu ile başlayan olaylar dizisini kurmaca bir dil ile anlatırken, Anadolu’nun kadim tarihine de ışık tutuyor.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *


Hakkımızda

Hayat çok uzun gibi gözükse de, uzun değil kısadır. Yaşam tecrübelerle olgunlaşır. Ülkemizin milli ve manevi değerlerine sahip çıkmak görevimiz olmalıdır. Ulusal milli birliğimize sahip çıkmalıyız. Bir toplumda dil, din, milli ve manevi değerler kaybolursa, o toplum dağılmaya ve yıkılıp yok olmaya mahkûm olur.


İLETİŞİM

BİZİ İSTEDİĞİNİZ ZAMAN ARAYIN